BASINA VE KAMUOYUNA
NORM FAZLASI İLAN EDİLEN ÖĞRETMENLERİN YAŞADIĞI MAĞDURİYETE SON VERİLMELİDİR!
Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) plansız ve öngörüsüz politikaları, eğitim sisteminde derin
yaralar açmaya ve sürekli yeni mağduriyetler yaratmaya devam ediyor. Norm Kadro yönetmeliği,
okulunda çalışan öğretmeni bir anda ihtiyaç fazlası durumuna düşürmekte; atama yönetmeliği ile
de öğretmen ikametgâhından uzak yerlere resen atanabilmektedir. Bu durum özellikle
büyükşehirlerde öğretmenleri tedirgin etmektedir.
MEB’in yıllardır sorun üreten norm kadro uygulamaları, azalan öğrenci sayıları, kapanan
okullar ve plansızatama süreçleri nedeniyle binlerce öğretmeni “fazlalık” olarak etiketlemektedir.
Bu uygulamalar yüzlerce kilometre uzaktaki bölgelere adeta sürgün anlamına gelmektedir. Sonuç
olarak öğretmenlerin mevcut düzenleri altüst edilmekte, aile yaşamları sarsılmakta, çocukları
eğitim ve bakım süreçlerinde ciddi zorluklarla karşılaşmakta, meslektaşlarımız ise ağır bir maddi ve
psikolojik çöküşün eşiğine sürüklenmektedir.
Bu yıl içinde şeffaf ve zamanında yapılmayan norm kadro güncellemeleri, binlerce öğretmeni
mağdur etmiştir. Kimi öğretmenler norm fazlası ilan edilerek resen atamalara maruz bırakılmış,
kimi öğretmenler ise sınıfların keyfi şekilde birleştirilmesi sonucu norm fazlası haline gelmiştir.
Bu uygulamalar sadece öğretmenleri değil, doğrudan öğrencileri de olumsuz etkilemektedir.
Kalabalık sınıflar, ikili eğitim uygulamaları ve sürekli değişen öğretmenler pedagojik açıdan sağlıklı
bir eğitim ortamını imkânsız hale getirmektedir. Öğrencilerin öğrenme süreçleri sekteye
uğramakta, çocuklar nitelikli eğitim hakkından mahrum bırakılmaktadır.
Eğitim, plansızlığın ve keyfi uygulamaların değil; kamusal, bilimsel,pedagojik ilkeler
doğrultusunda yürütülmelidir. Öğretmenlerin insanca yaşam ve çalışma hakkının gasp edilmesine
seyirci kalmamız mümkün değildir.
Eğitim Sen olarak MEB’i bir kez daha uyarıyoruz:
- Norm kadro hesaplamaları şeffaf, adil ve öğretmenlerin yaşam koşullarını gözeten bir yaklaşımla yeniden düzenlenmelidir.
- Hizmet puanı, mazeret durumu ve öğretmenlerin yaşam hakkı göz ardı edilmeden çözümler üretilmelidir.
- Sınıfların birleştirilmesi politikalarına son verilmeli, öğretmen istihdamı bilimsel planlamaya dayandırılmalıdır.
- Atamalarda öğretmenlerin aile durumları ve çocuklarının eğitim ihtiyaçları öncelikli olarak dikkate alınmalıdır.
- Norm fazlası öğretmenler, öncelikle kadrolarının bulunduğu il veya ilçelerde değerlendirilmelidir.
- Atama süreçlerinden olumsuz etkilenen öğretmenlere yönelik psikolojik ve maddi destek mekanizmaları oluşturulmalıdır.
Öğretmenleri “fazlalık” olarak görmek yerine onların değerini bilmek ve hak ettikleri saygıyı
göstermek, başta siyasi iktidar ve MEB olmak üzere, herkesin ortak sorumluluğudur. Aksi halde
eğitim sistemi telafisi zor bir çöküşe sürüklenecektir. “Nitelikli eğitim, nitelikli öğretmenle
mümkündür” anlayışı dikkate alınmalı; öğretmenlerin mesleklerini sağlıklı ve güvenli ortamlarda
icra etmeleri için gerekli adımlar derhal atılmalıdır.
MEB’in ve İl Milli Eğitim Müdürlüklerinin plansızlığının sorumlusu öğretmenler değildir.
Öğretmenlerin kendi istekleri dışında mevcut iş yerlerinden koparılarak, ikametgâhlarından uzak
yerlere resen atanması uygulaması derhal durdurulmalıdır. Bu konuda yeni mağduriyetler
yaşanmaması için resen atama kararları gözden geçirilmelidir.
Eğitim Sen Nevşehir Şubesi olarak, norm fazlası ilan edilerek adeta sürgün gibi uygulamalarla
yerleri değiştirilen tüm meslektaşlarımızın yanında, onlarla dayanışma içinde olduğumuzu ve bu
adaletsizliğe karşı sonuç alıncaya kadar mücadele edeceğimizi kamuoyuna ilan
ediyoruz.26.09.2025
Tarık KAYA
Eğitim Sen Nevşehir Şubesi
Yürütme Kurulu Başkanı