Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre, dünya genelinde 1.5 milyardan fazla kişi hipertansiyon hastasıdır. Ülkemizde ise neredeyse her üç kişiden birine hipertansiyon teşhisi konulmaktadır. Özellikle genç yetişkinler ve çocuklar arasında hipertansiyonun yaygınlaşması endişe vericidir çünkü tedavi edilmediğinde kalp krizine, inmeye, beyin kanamasına ve böbrek yetmezliğine neden olabilir. Acıbadem Ataşehir Hastanesi'nden Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Alper Karakuş, herhangi bir belirti olmasa bile kan basıncının çocukluktan itibaren düzenli olarak ölçülmesi gerektiğini vurguluyor. Hipertansiyonun önlenebilir bir hastalık olduğunu hatırlatarak, yüksek risk altındaki çocuklar ve gençlerin düzenli kan basıncı kontrolünden geçmesinin önemini vurguluyor.
Hipertansiyonun genç yaşlarda görülmesine neden olan birçok faktör bulunmaktadır. Bunlar arasında aşırı tuz tüketimi, obezite, hatalı beslenme alışkanlıkları, hareketsiz yaşam, tütün ürünleri kullanımı, alkol tüketimi ve anksiyete yer almaktadır. Özellikle fast food tarzı gıdaların ve işlenmiş ürünlerin aşırı tüketimi, yüksek tuz alımıyla ilişkilendirilir ve hipertansiyon riskini artırabilir. Obezite, gençler arasında giderek artan bir sorun olup hipertansiyon riskini üç kat artırabilir. Sağlıksız beslenme alışkanlıkları, yetersiz meyve ve sebze tüketimi, işlenmiş ve doymuş yağ oranı yüksek yiyeceklerin tercih edilmesi de hipertansiyonun artmasına katkıda bulunabilir. Hareketsiz yaşam tarzı, düzenli egzersiz eksikliği de hipertansiyon gelişiminde önemli bir etkendir. Tütün ürünlerinin kullanımı ve aşırı alkol tüketimi de hipertansiyon riskini artırabilir. Anksiyete, genç yetişkinlerde hipertansiyon gelişme riskini artırabilir ve bu nedenle erken tespiti ve yönetimi önemlidir.
Bu risk faktörlerini göz önünde bulundurarak gençlerde hipertansiyonun önlenmesi ve yönetilmesi için sağlıklı yaşam alışkanlıklarının teşvik edilmesi gerekmektedir. Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, tuz ve şeker alımının azaltılması, sigara ve alkol tüketiminin sınırlandırılması önemli adımlardır. Ayrıca düzenli kan basıncı kontrolü ve anksiyete gibi duygusal faktörlerin yönetimi de önemlidir.
