Bartın AK Parti İl Başkanlığı tarafından bir tesiste gerçekleştirilen iftar programına katılan Çavuşoğlu, buruk bir ramazan geçirdiklerini, 6 Şubat'taki depremlerin dünya tarihinin en büyük felaketi olduğunu anlattı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Cumhur İttifakı olarak ülkemizi, milletimizi kalkındırmak için var gücümüzle daha çok çalışacağız ve Türk'ün, Türk dünyasının şahlanış dönemi inşallah gerçek anlamda başlamış olacak." dedi.
Bakan Çavuşoğlu, depremlerde yıkılan şehirleri tekrar inşa etmenin boyunlarının borcu olduğunu dile getirerek, yeni yapıların 1 yıl içerisinde vatandaşlara teslim edilmesi için gece gündüz çalıştıklarını aktardı.
Deprem bölgesinde ilk etapta kurulan çadırların ardından da daha rahat ortamda yaşamaları için vatandaşları konteyner kentlere taşıdıklarını aktaran Çavuşoğlu, "Vatandaşlarımızı evleri bitinceye kadar en iyi şekilde ağırlamaya devam edeceğiz. 3 Nisan itibarıyla isteyen fiziki isteyen de çevrim içi olarak öğretimine başlayabilecek. Üniversite öğrenimine başlayabilecek. Yurtlarda kalan vatandaşlarımız hiçbir şekilde mağdur edilmeyecek. Yurtlarda kalan öğrenci kardeşlerimiz de aynı şekilde. Fiziki olarak eğitimini devam ettirmek isteyen kardeşlerimize de yurt imkanı sağlayacağız." diye ekledi.
Çavuşoğlu, 100. yılında Cumhuriyetin küresel güç, aktör haline geldiğine değinerek, bu yüzyılda ve özellikle iktidarlarında zorluklarla karşılaşıldığını, Gezi olayları, e-muhtıralar, FETÖ darbe girişimi yaşadıklarını ancak Türk milletinin yoluna güçlenerek devam ettiğinin altını çizdi.
Vatanını, milletini seven insanların, siyasi partilerin gücünü birleştirmesi gerektiği için Cumhur İttifakı'nı kurduklarını ifade eten Çavuşoğlu, "Önümüzdeki seçimlerde Yeniden Refah Partisi'nin de aramıza katılmasından hem memnuniyet duyduk hem daha da güçlendik. Kendilerine çok teşekkür ediyoruz. Ailemize hoş geldiniz. Vatana millete hizmet yolunda el ele gönül gönüle inşallah birlikte çalışmaya devam edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Çavuşoğlu, son 20 yılda 80 yılda yapılmayan birçok şeyi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde yaptıklarına işaret ederek, şunları kaydetti:
"Savunma sanayinde yüzde 80 dışa bağımlıydık. Şimdi yüzde 80 milliliğe ulaşarak önemli adımlar attık. Son 20 yılda ülkemizi hedef alan tüm şer odaklarının oyunlarını bozduk. Masalarını başlarına devirdik. Biz artık oyun kuran ülkeyiz. Ama bize karşı kurulan oyunları da bozan ülkeyiz çok şükür. Hem sahada güçlüyüz hem masada güçlüyüz. Sahaya inmek ihtiyaç duyulursa sahaya iniyoruz. Son 20 yılda bizi hedef alan terör örgütlerinin hepsiyle de mücadele ettik. PKK'yla mücadele ettik, ülkemizden temizledik. FETÖ ile mücadele ettik, 15 Temmuz'da hadlerini bildirdik. Aynı şekilde DEAŞ ile mücadele ettik. DHKP-C ile mücadele ettik. Adı ne olursa, ideolojisi ne olursa olsun kimi hedef alırsa alsın terör hepimizin düşmanıdır. Terör örgütleriyle kararlı mücadelemizi de bundan sonra da inşallah sürdüreceğiz."
Türkiye'nin şahlanış zamanı olduğunu ve Cumhuriyetin ikinci asrını "Türk Asrı" yapacaklarını vurgulayan Çavuşoğlu, Türk Devletleri Teşkilatı'nı kurumsallaştırarak tüm kurumları bir çatı altında birleştirdiklerini, Türk Dünyası'nın birliğinin güçlenmesi için daha çok çalışacaklarını vurguladı.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin BM Kalkınma Programı, Dünya Bankası ve Avrupa Birliği'nin ortak hazırladığı rapora göre depremlerde yaşadığı hasarın yaklaşık 104 milyar dolar olduğunu kaydederek, "Biz bunun altından kalkarız. Milletçe kalkarız. Ama seven de sevmeyen de herkes şunu biliyor. Depremden etkilenen şehirleri 'Cumhur İttifakı, Recep Tayyip Erdoğan ayağa kaldırır' diyorlar. Bazıları da 'Evet oy vermeyeceğim ama yaparsa Recep Tayyip Erdoğan yapar.' diyor. Bu da iyi bir şey aslında. Ama Recep Tayyip Erdoğan, Cumhur İttifakı yaparsa oyunu da ver kardeşim. Daha da güçlenelim." değerlendirmesine yer verdi.
Krizler, savaşlar, çatışmalar, salgın hastalıklar nedeniyle dünyanın zorluklar yaşadığını ancak yeni aktörlerin ortaya çıkmasıyla güç mücadelesinin de yaşandığını dile getiren Çavuşoğlu, bu nedenle Türkiye'nin güçlü konumunu pekiştirmek için daha istikrarlı olması gerektiğini belirtti.
