AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Meclis'te sözel ve fiziksel şiddetin olmamasını en fazla biz arzu ederiz. Fiziksel şiddet kadar sözel şiddet de bir meseledir, buna karşı ortak bir tutum geliştirmek gerekir." dedi.

Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde gazetecilerle bir araya geldiği sohbet toplantısında, TBMM'deki kavgaların önüne nasıl geçilebileceğiyle ilgili bir soru üzerine, şiddetin hiç kimsenin arzu etmeyeceği bir şey olduğunu vurguladı.

Dünya parlamentolarında olduğu gibi Türkiye'de de istenmeyen durumların yaşandığını söyleyen Çelik, TBMM Genel Kurulu'nda üslubun bozulmasının CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasıyla başladığını söyledi.

Bütçe görüşmelerinin, "diktatör", "tiran" gibi sözlerle zehirlenmesinin tansiyonun yükselmesi anlamına geldiğini ifade eden Çelik, ayrıca Genel Kurul'daki sözlü sataşmalar esnasında AK Parti Grubuna dönük, "Sizi döveriz" gibisinden saldırıların da bulunduğunu aktardı.

Hakaret yoğunlaştığında konunun hemen şiddete yaklaşmaya başladığını söyleyen Çelik, şu ifadeleri kullandı:

"Grubumuzun başka gruplar tarafından tehdit edildiğinin görüntüleri ortada. Burada işin ilginci de şu; CHP'den bir iki milletvekilinin, grup başkanvekilinin olaylar oluncaya kadar kışkırtmaya devam etmesi, olaylar olduktan sonra kenara geçip seyretmeye başlaması. CHP geleneği, Meclisi çalıştırmamak üzere kurulu. Meclis'te sözel ve fiziksel şiddetin olmamasını en fazla biz arzu ederiz. Fiziksel şiddet kadar sözel şiddet de bir meseledir, buna karşı ortak bir tutum geliştirmek gerekir. Partiler arasında bir centilmenlik mutabakatı mı olur, bütün bunlara son vermek için bazı girişimler olabilir. Ama zaten TBMM İçtüzüğü'nde nasıl bir dil kullanılması, nasıl bir tavır sergilenmesi gerektiği biliniyor."

Çelik, Meclis'te istenmeyen bir tablonun oluştuğunu, arbedenin yaşandığını, bu sonucun ortaya çıkmamasını arzu ettiklerini belirterek, "Meclis'te ortaya çıkan arbedede hangi partiden olursa olsun bir milletvekilinin fiziki bir saldırıya uğraması; fiziki açıdan zor duruma düşen, kendisinin hastaneye gitmesini gerektiren bir durum olmasından fevkalade üzgünüz. Sayın Milletvekiline içtenlikle geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz." diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun, konuşması sırasında, Genel Kurula hitap etmesi uyarısı üzerine, "Bunları insan yerine koyuyorum." demesinden daha büyük bir şiddetin olup olmayacağını soran Çelik, şöyle konuştu:

"Millet iradesiyle seçilmiş milletvekillerine 'Sizin nasıl seçildiğinizi biliyorum.' diye hakaret edeceksiniz. Türk siyasi hayatında milletvekillerine yapılmış en büyük hakaret Sayın Kılıçdaroğlu'nun kendi milletvekillerini başka partiye ödünç vermesidir. Kendi milletvekillerini başka partiye ödünç vermiş birisi, bizim grubumuza dönüyor, 'Sizi insan yerine koyuyorum.' diyor. Haddine mi düşmüş, böyle ahlak dışı bir yakıştırma olabilir mi?"

  • "Bunların yazılımında Kürt vatandaşlarımız yok"

Ömer Çelik, bir soru üzerine, AK Parti'nin belli seçmen gruplarıyla arasına mesafe girdiği şeklindeki yaklaşımın dışarıda üretildiğini belirtti. "Bizim teşkilatlarımız, 7 gün 24 saat esasına göre sahadadır." diyen Çelik, Güneydoğu Anadolu'daki vatandaşlarla ne kadar güçlü bir buluşma iradesine sahip olduklarını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır ve Şanlıurfa mitinginin net bir şekilde gösterdiğini vurguladı.

Türkiye'nin geleceğinin daha güçlü bir demokraside olduğuna inandıklarını dile getiren Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Cumhurbaşkanı'mız, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi döneminde demokratik ilke ve prensipler açısından yapılması gerekenlere inandığı için çok şeyi göze aldı. Birtakım vesayet grupları, bu süreci tehdit etmeye kalktı. Başbakanın emrindeki bazı bürokratik odaklar, bu sürece karşı olduklarını beyan etme cüretine kapıldılar. 27 Nisan gecesi o postmodern muhtıra teşebbüsü olduğunda şu sözü duyduk biz ondan. 'Bedeli ne olursa sonuna kadar gidip milli iradeye sahip çıkacağız.' Biz, bütün bu süreçleri yürütürken, bugün Kürt sorunu adına siyaset yaptıklarını söyleyenler ortada yoktu. CHP, bütün bu süreçlere karşıydı. Bugün, Kürt sorunu adına siyaset yaptığını söyleyenler, aslında PKK terör örgütünün propagandasını yapanlar, bütün o süreçleri baltalamaya çalışan CHP ile yan yana gelmiştir. Bunların yazılımında Kürt vatandaşlarımız yok. Ama oy verecek seçmen olarak kendi yanlarına almaya çalışıyorlar."

PKK gibi terör örgütlerinin birtakım siyasi projelerin lejyoneri olduğuna dikkati çeken Çelik, "Biz diyoruz ki, bu coğrafyanın çocuklarını, sınırlarımız dışındaki Kürt'ü, Türkmen'i, Arap'ı bu teröristlerin arkasındaki yamyamlara teslim etmeyeceğiz. Asıl mücadele budur. Bizim ne Kürt genci kardeşimizle ne Kürt vatandaşımızla herhangi bir problemimiz söz konusu olmaz. Biz et ve tırnak gibiyiz." ifadesini kullandı.

  • Suriye ile ilişkiler

Türkiye-Suriye görüşmelerine ilişkin bir soru üzerine Çelik, iki ülke arasındaki görüşmelerin şu anda istihbarat teşkilatları düzeyinde olduğunu bildirdi. İstihbarat teşkilatları düzeyindeki görüşmeler olgunlaştığında, siyasi görüşmelerin gündeme geleceğini söyleyen Çelik, en sonunda da bu görüşmelerin en yüksek düzeyde olabileceğini Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da ifade ettiğini belirtti.

Suriye'nin terör örgütlerinin tehdidi altında olduğunu dile getiren Çelik, "Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması ve Türkiye'ye karşı terör tehdidinin giderilmesi çerçevesinde tabii ki işbirliği yapılır. Bu işbirliği de son derece verimli sonuçlar doğurur." şeklinde konuştu.

  •  Asgari ücret

Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun ilk toplantısının yapıldığı hatırlatılarak, AK Parti'de konuşulan bir rakamın olup olmadığı sorulan Çelik, "Rakam konuşursak Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun alanına girmiş olurum. Asgari ücret konusunu çok yakından takip ediyoruz." yanıtını verdi.

  • Zincir marketlere yönelik tartışmalar

Çelik, zincir marketlerle ilgili tartışmalara ilişkin bir soru üzerine, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Bu konular, durduk yere gündeme gelmiyor. Vatandaşlarımızdan yoğun bir şikayet var. Bunlara bakılmasın mı? Bunların takip edilmesi lazım. Ticari müesseselerin vatandaşlarımıza hizmet etmesi, istihdam yaratması, hepimizin arzu ettiği bir şey. Ama çıkıp da CEO denilen şahsın Sayın Bahçeli'ye karşı kullandığı üslup asla kabul edilemez. Bu, ticaret erbabının üslubu değil, bu bir çete üslubu. Onu da kınıyoruz."

  • "Sistematik bir hakaret kampanyası olduğunu görüyoruz"

AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin'e yönelik sosyal medyada hakarete varan ifadeler kullanıldığının hatırlatılması üzerine değerlendirmesi sorulan Çelik, şunları kaydetti:

"Her siyasetçiye olduğu gibi kadın milletvekillerimizin de sözlerinden, siyasi duruşlarından, siyasi beyanlarından dolayı eleştirilmesinden daha doğal bir şey yok. Kadın milletvekillerimiz de iyi siyasetçilerdir, onlar da bu eleştirilere gereken cevabı verirler. Ama Özlem hanımla ilgili sistematik bir hakaret kampanyası olduğunu görüyoruz. Bunu sadece Özlem hanıma değil, bütün kadın milletvekillerimize, AK Parti teşkilatlarına, bütün siyaset kurumuna yapılmış kabul ederiz. Burada başka bir şey de var. Daha ahlaksız olan şu; saldırının cinsiyetçi bir ton taşıması. Doğrudan bir milletvekili, ister kadın ister erkek olsun söylediği söz siyasidir, dolayısıyla ona karşı bir siyasi eleştiri getirirsiniz. Ama söylenen bir konuyu bağlamdan çıkarıp cinsiyetçi bir saldırıya dönüştürürseniz bu iki kere ahlaksızlıktır. Burada bir hakaret kampanyası var. Doğrudan kadın kimliğine dönük bir saldırı var. AK Parti bunu bütün hücreleriyle reddediyor. Aynı zamanda kınıyoruz."

  • Başörtüsüne yönelik anayasa değişikliği teklifi

Ömer Çelik, başörtüsüne yönelik anayasa değişikliği teklifine ilişkin bir soru üzerine, bunun Meclis açısından bir samimiyet sınavı olduğunu söyledi.

Kadınların önündeki yasakların kaldırılması mücadelesini verirken, CHP'nin karşılarında durduğunu dile getiren Çelik, şimdi çözülen bir meselenin CHP tarafından gündeme getirildiğini ifade etti. Çelik, "Şimdi hep beraber göreceğiz, bütün bunlar seçime doğru giderken taktik adımlar mı, samimiler mi, değiller mi? Samimi olmasalar da eninde sonunda vatandaşa götürürüz. Millet ne derse o olur. Takvimle ilgili bir şey söyleyemem. Bakarsınız Meclisten geçer." şeklinde konuştu.

Eczanelerde ilaç bulunmadığı şeklinde sorunların yaşandığının ifade edilmesi üzerine Çelik, bu konuda kendilerine de şikayetlerin geldiğini ve araştırma yapıldığını belirtti.

2023 seçim takviminde bir değişikliğin olup olmayacağı sorusuna Çelik, "Yetkili kurullarda değerlendirilmiş konularla ilgili açıklama yapıyorum. 'Mayısta olabilir' vesaire diye konuşuluyor ya, yeni ve karara varılmış bir değerlendirme yok. Dolayısıyla seçim tarihiyle ilgili yeni bir değerlendirme olmadı." yanıtını verdi.

  • "Macron dönemindeki Fransız dış politikası 'fukara politikası'dır"

"Türkiye'nin Suriye ve Irak'ın kuzeyine yönelik operasyonlarıyla ilgili Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Ürdün'de bir toplantı düzenleyeceği bilgisi gelmişti. Bunu nasıl değerlendirirsiniz?" sorusu üzerine de Çelik, şu yanıtı verdi:

Aile ve Sosyal Hizmetler'den Gazze'deki Çocuklara Destek Aile ve Sosyal Hizmetler'den Gazze'deki Çocuklara Destek

"Macron dönemindeki Fransız dış politikası 'fukara politikası'dır. Çünkü Cumhurbaşkanı'mızla görüşmelerinde çok geniş şeyler söylemesine rağmen Macron, bütün bir Fransız dış politikasını Erdoğan ve Türkiye karşıtlığına indirgemiş durumda. 'Macron, Suriye'de niye askeri operasyon oluyor?' diye bir toplantı düzenleyecekmiş. Bunun içeriği nedir bilmiyorum. Ama Macron'un uğraşması gereken şey şu; Fransız çimento firması Lafarge'ın Fransa iç ve dış istihbaratının bilgisi dahilinde hem DEAŞ'ın hem YPG'nin sözde karargahlarını, tünellerini inşa ettiği ortaya çıktı. Bu firma, Amerika'da ceza aldı. Fransa'da davalar devam ediyor. Fransa Devlet Başkanının Türkiye'nin ne yaptığına değil, kendi ülkesindeki firmaların istihbarat örgütleri ya da Fransız yetkililerle bağlantılı olarak Suriye'de terör örgütlerine destek verdiğine dair iddialarla uğraşması lazım."

- "Meclis'te sözel ve fiziksel şiddetin olmamasını en fazla biz arzu ederiz. Fiziksel şiddet kadar sözel şiddet de bir meseledir, buna karşı ortak bir tutum geliştirmek gerekir"
- "Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması ve Türkiye'ye karşı terör tehdidinin giderilmesi çerçevesinde tabii ki işbirliği yapılır. Bu işbirliği de son derece verimli sonuçlar doğurur"

Kaynak: aa